Vurucu bir ilk cümleyle ya da arka kapakla başladı her şey, sonrası...

27 Ocak 2014 Pazartesi

Büyümenin Türkçe Tarihi - Murathan Mungan

Yalnızca ölümsüzleşmek için, bu dünyadan da böyle bir insan geçti denmesi için yazmamışlardır eminim yazarların çoğu. Kiminin her şeyden en yüksek seviyede etkilenmeye açık yaradılıştan gelen özelliği, kiminin düşünmelere sığdıramayıp yazıya taşırdığı hayal gücü, kiminin ise yalnızca hevesi, yazma arzusu sebep olmuştur belki. Bunları bilebilmemiz güç ama hangi kitaplardan, hangi yazarlardan beslendiklerini bilebiliyoruz yazının ölümsüzlüğü sebebiyle.

Murathan Mungan’ın hikaye seçkisi olan bu kitabında, on iki yazarın edebiyatla büyümesini izliyoruz. Yoğrulmaya başladığı çocukluk döneminde gözleri hangi satırlardan geçtiğinde hangi duyguları keşfettiğini, üstünden onlarca yıl, milyonlarca satır geçse de dün gibi aklında kalan o çok etkilendiği öyküleri belki ilk kez belki yeniden keşfediyoruz.

Yazarların çocukluk / gençlik zamanlarında okudukları hikayeler hakkında yazdıkları denemeler hikayelerden önce yazılmış yani önce denemeyi okuyorsunuz sonra denemeye konu olan hikayeyi. Eğer okumadığınız bir hikayeyse önce hikayenin kendisini sonra denemeyi okumanızı tavsiye ederim. İçindekiler bölümü size bu ayrımda yardımcı olacaktır.

Kitabın en güzel bölümlerinden biri Orhan Kemal’in “Çikolata” adlı öyküsüyle ilgili Ayfer Tunç’un yazdığı “Merhamet” denemesi olmuş. Küçük bir çocuk bu hikayeyi okuduğunda tanışacağı, belki daha önceden de karşılaştığı ama anlam veremediği duygu “merhamet” olacaktır. İyi insanın hayatında olmazsa olmaz duygu olan merhamet. Ne kadar erken tanışırsak o kadar iyidir tüm dünya için. Kıskançlığı, açken sadece gurur belasına tok görünmenin çocuk halini de görüyoruz hikayede ve fark ediyoruz ki pek değişmemiş yıllar geçse de.

Büyümenin Türkçe Tarihi’nin benim için en önemli özelliği ise; “Hanende Melek” hikayesiyle ve çok geç olsa da Sabahattin Ali ile tanıştırmasıdır. Kişisel beğeni koşullarımı yüzde yüz yerine getirmesinin işareti olan gözyaşlarımla okudum hikayeyi. Başlarında kızdığım kadını çok sevdim sonunda. Çok üzüldüğüm adama, çok kızdım sonra. Acıdığım kızın yüzü, kendi yüzüm oldu bir ara hayalimde. Sair duygular, sair hayallerle bitti hikaye. Bunu bir romanda yaşayabilirsiniz birkaç yüz sayfalık romanda. Birkaç sayfalık hikayede bütün bunları hissetmek müthiş bir şey.

Bittiğine üzüldüğüm kitaplardandı ve umarım Murathan Mungan bir on iki hikaye ve on iki deneme daha seçer. Erkeklerin Hikayeleri, Kadınların Hikayeleri gibi bu projenin de devamının gelmesini diliyorum.


"Hanende Melek" hikayesinin de içinde bulunduğu üç kadın hikayesinin anlatıldığı Tarık Akan ve Hümeyra'nın oynadığı "Devlerin Ölümü" filmini de izlemenizi öneririm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder